Üretim Toplumu Olmak

Bazı yazgılar vardır ki değiştirilemez. Bunların başında gelen ilk yazgı, yaşam alanımız olan yurdumuzun konumu ve önemidir. Bunun değiştirilmesi asla söz konusu değildir. Öyleyse, o yurdun üzerinde yaşayan ulustan da o yurdun değerine ve önemine göre kendini konumlaması, geliştirmesi ve o değerli toprakların hakkını vermesi beklenmelidir. Eğer bu göz ardı ediliyorsa değerli olan o yurdun üzerinde yaşayanlar Atatürk’ün dediği gibi; önce egemenliğini, sonra bağımsızlığını ve en sonunda da varlığını yitirmekle karşı karşıya gelir.

Anadolu’daki gibi çok değerli topraklar, yine çok değerli ve seçkin ulusların bağrında yaşamasına izin verir. Yoksa bu toprakların hakkını verecek ulusların, bu toprakları kolayca kendilerine katmaları zor değildir.

İşte bu yüzden, Sevr ülkelerinin yıllardır, “Siz, al-sat ve hizmet toplumu olun, ancak asla üretim toplumu olmayın,” dayatmasını çok etkili, derinden ve usanmadan sürdürdüklerine tanık olmaktayız.

Türk ulusu, 85 milyonluk sarsılmaz bir kitle olarak Anadolu’da varlığını yetkin ve güçlü bir biçimde sürdürebilmek için tıpkı gelişmiş ülkeler gibi, ÜRETİM TOPLUMU olmak zorundadır.

Bu kitap bunun nasıl olacağına ilişkin üretim ve onun öğretimini çok iyi bilen TÜBE/Tasarım Üretim Bilim Eğitim Topluluğu’nun teknik öğretmenlerince yazılmıştır